Sayfalar

9 Nisan 2013 Salı

ERMAN ÖZGÜR RÖPORTAJI

Erman özgür , Adanaspor kalecisi Tolgahan birlikte röportaj vermiş...
Yapilan roportajdan Erman özgür ile ilgili olan bölümler şöyle;
Erman, dışarıdan Adana Demirspor camiası nasıl görünüyordu, gelince neyle karşılaştın?
Erman Özgür:
Adana Demirspor’un içinden görüleni dışarıdan görmek mümkün değil. Öncelikle çok fazla takip edeni ve inanılmaz derecede tutkulu bir seyircisi var. Bunlara bağlı olarak da çok keyifli bir atmosferle karşılaştım burada. Futbol hayatımı bitirmeden böyle bir camiada oynadığım için çok mutluyum. Bugün Süper Lig takımlarının bile görmeyi arzu ettiği taraftar kapasitesini, tezahüratını biz içerideki her maçımızda görüyoruz. Bu da insana futbolcu olduğunu gerçekten hissettiriyor.
Aile yaşantınızdan bahseder misiniz?
Erman Özgür:
Bir oğlum var benim. Hayattaki her şeyim. Bekar hayatımızdaki gibi her izinde artık İstanbul’a, İzmir’e gitmiyorum. Futbol dışındaki tüm zamanımı oğlumla geçiriyorum. Hiçbir zaman başından ayrılmıyorum, zaten o da beni rahat bırakmıyor.
Yemeklerle aranız nasıl? Adana dışında gittiğiniz diğer yörelerin yemeklerinden hoşunuza gidenler hangileri?
Erman Özgür:
Bizim bir gurubumuz var ve cuma akşamları birlikte kebap yemeye gideriz mutlaka. Gittiğimiz deplasman maçlarından sonra da dönüşte kebap yeriz. Gaziantep yemeklerini de severim. Ama yemek konusunda benim hayatımdaki en önemli bölge Trabzon’dur. Oraya gidene kadar hiç balık yemedim, çay içmedim. Oraya gittikten sonra balık ve çay tiryakisi oldum.
Trabzonspor, Konyaspor, Gaziantepspor, Mersin İdmanyurdu ve Adana Demirspor gibi takımlarda oynadın. Buralarda unutamadığın olaylar neler, kendini evinde hissettiğin yer neresiydi?
Erman Özgür;
Unutamadığım en önemli olay Trabzonspor’da Türkiye Kupası kazanmamız, Mersin İdman Yurdu’yla şampiyon olmamızdı. Konyaspor ve Akçaabat Sebatspor’daki arkadaşlıklarımız da beni evimde gibi hissettiriyordu. Nedense maddi gücü daha az olan takımlarda arkadaşlık çok daha üst düzeyde oluyor. İnsanlar birbirlerine daha fazla sarılıyor. Başarılı olmaktansa, iyi arkadaş olmak benim için unutulmazlar arasındadır.
Soru;
Ben Fenerbahçe taraftarıyım ve Aragones döneminde Fenerbahçe – Gaziantepspor maçını statta seyrediyorum. 80. dakikada çıktın ve golü attın, maçı kazandınız. Bizim adımıza son derece hüzün verici ama senin adına belki de en sevinçli olaydı bu. Bu maçı senden dinleyebilir miyiz?
Erman Özgür;
O maçta aslında kadroda yoktum ben. Hafta boyunca serum yemiştim. Oyuncu eksikliğinden hoca “Gel kulübede dur” dedi. Son 15 dakika işler sıkıntıya girdi ve hocam görev verdi ve golümü attım. Şu bir gerçek ki Türkiye'de Fenerbahçe’ye gol atmak, Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı yenmekten bile daha farklı bir duygu. Nedense Fenerbahçe’ye yapılan her şey inanılmaz derecede sansasyon yaratıyor. Hem Akçaabat Sebat’ta hem Trabzon’da gol atmak nasip oldu Fenerbahçe’ye.
Kariyerinde unutamadığın golün var mı?
Erman Özgür;
Akçaabat’ta oynarken kümede kalma mücadelesi veriyorduk. Karşımızda Galatasaray vardı ve maçı kesinlikle almamız gerekiyordu. Maç 1-1’di ve 90+3’te kontra ataktan golü attım, maç 2-1 bitti. Hem Galatasaray’ı yendik hem de ligde kaldık.
Adana Demirspor’da oynadığın bölgeden memnun musun? Ben seni yıllardır orta sahada görmeye alıştım şimdi kanatlarda oynuyorsun.
Erman Özgür;
Bu sene aynı yerde oynamak pek nasip olmadı. 1–2 maç ön libero oynadım, genelde solda oynuyorum. Yani nerede eksiklik varsa oradayım. Aslında bu güzel bir şey; çünkü oyuncuların çok yönlü olanları her zaman makbuldür.
Futbolun haricinde neler yapıyorsunuz?
Erman Özgür;
Benim de fotoğraf merakım var ama Tolgahan gibi sergi açacak düzeyde değil. Onun dışında yaşadığım ilginç anıları, futbolcuların biyografisi gibi ilginç gelen olayları küçük notlara alırım. Bunlarla ilgili bir kitap yazma niyetim var.
Sinema ve kitapla aranız nasıl?
Erman Özgür;
Film seyretmeyi severim. En son Cem Yılmaz’a gittik. Kitap olarak da en son Zülfü Livaneli’nin “Serenad”ını okudum.
Konuyu Adana derbisine getirmek istiyorum. Adanaspor – Adana Demirspor derbisi ülkemizin en önemli ilk 3 derbi arasında. Yakında ikinci yarının derbisi var, bu konu ile ilgili Adana halkına neler tavsiye edersiniz?

Erman Özgür;
Biz sezonun ilk yarısında Tolgahan’ın sakatlığı sebebiyle Tuna ile bir araya gelip güzel mesajlar verdiğimize inanıyorum. Fakat bu fazla işe yaradı mı, tartışılır. İnsanların birbirleriyle olan sıkıntıları aslında bizim futbolcularla aramızda yok. Çünkü Adanaspor’da benim kardeşim gibi sevdiğim Tolgahan ve Sedat varken, rekabetin ötesine geçmem mümkün değil. Bizim dostluğumuz ebedi kalır. Derbilerde favori olarak birisini göstermek mümkün değil. Çünkü farklı skorlar çıkabiliyor ortaya ve bence bu işin keyfi de burada gizli.
Benim futbol oynadığım dönemlerde 30 yaşındaki bir futbolcu artık işin sonuna gelmiş demekti. Ama şimdi bu yaş 35-36’lara kadar uzadı. Sen de bu yaş grubundasın ve muhakkak idmanların dışında özel yaşantının da düzgün olması gerekiyor. Bu konu ile ilgili ne düşünüyorsun?
Erman Özgür;
Eskisi kadar genç oyuncu yetişmiyor. Bizim bu yıllara kadar futbol oynamamızın sebeplerinden birisi budur. İkincisi ise ülkemizde her ne kadar bilinmese de futbolda 18, 35 diye bir tabir yoktur. Mesela İngiltere’de 35 yaşındaki bir oyuncuyu çok takdir edilirken, bizde 6 maçtan birisinde vasat oynasanız size küfür ederler. Yani takdirden ziyade bizi geriyorlar. Ben özel yaşantıma çok fazla dikkat ediyorum. Çünkü benim bu işten daha iyi bildiğim bir iş yok. Her maç final gibi benim için, çünkü bir daha o sahaya ancak kenardan antrenör olarak çıkabilirim.
Futbol sonrası için kendinize bir kariyer planlaması yaptınız mı?
Erman Özgür;
Hiç kariyer planlaması yapmadım çünkü hayat size bir teklifle geliyor. Değerlendirip değerlendirmemek o an için düşünülmesi gereken bir konu. Tabi ki diplomamızı alacağız ama “İlla ki şu olsun, bu olsun” gibi bir düşüncem yok.
Şu anki düşüncenizle futbolculuk mu zor, teknik direktörlük mü zor?
Erman Özgür;
Futbolculuk kolay. Çıkarsınız idmana, forma verirlerse maçınızı oynar, çeker gidersiniz. Ama teknik direktörlükte koskoca bir şehri ve takımınızdaki 25 oyuncunun hepsini mutlu etme şansınız yok. Bütün bir şehri, oyuncu kadrosunu, yöneticileri memnun etmek teknik direktörün işidir. Onun aldığı sorumluluk futbolcununkinden daha fazla.
Yeni yetişen gençlere tavsiyeleriniz neler?
Erman Özgür;
Eğer futbolcu olmaya çalışan bir genç özel yaşantısını işinin önüne koyarsa futbolcu olması mümkün değil. Eğer bu işten para kazanmak ve uzun yıllar oynamak cinselliğinizden yediğiniz yemeğe, uykunuza kadar her konuda fedakârlık gerektirir. “Hem hayatımı çok güzel yaşayayım hem de futbolcu olayım” olmaz.
Beraber oynadığınız ve oynamadığınız, kendinize idol olarak gördüğünüz futbolcular kimler?
Erman Özgür;
Yeteneğine ve kendine olan güvenini her zaman takdir ettiğim, hayranlık duyduğum bir kişi Sergen Yalçın’dır. Bırakın maça, antrenmana çıkmasını dört gözle beklerdik. Arkasında göz var gibi oynar. Hem insanlık hem de futbolculuk derseniz ise Trabzonspor’dan Orhan Çıkırıkçı benim idolümdür. Bu kadar çok sevilen, bu kadar beyefendi, iyi huylu bir insana futbol camiasında hiç rastlamadım.
Dünya futbolunda size ters gelen veya hoşunuza giden neler var?
Erman Özgür;
Bugün 5 milyon Euro’ların, 6 milyon Euro’ların konuşulduğu Türkiye’de bana göre genç Türk oyunculara daha çok şans verilmesi gerekiyor. Bu konuda mecburiyetten kaldıkları için de olsa Beşiktaş’ı takdir ediyorum.
Dünya futbolu ile ilgili bir şey söylermisiniz?
Erman Özgür;
Premier Lig’i izlemek çok keyifli, onu izleyen “Ben nasıl futbolcuyum?” diyor. İnsanların rahatlığı ve öz güveni, kalitesi, o profesyonel hayatları Türkiye'ye 50 sene sonra gelir herhalde
(bb.eterna.com.tr/Default.asp?Page=SayfaDetay&ID=125)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder